Bu ülkede paran yoksa… Hakkın da yok!
Hakkını aramak istiyorsun ya, önce banka hesabını aç.
Çünkü burası Türkiye… Burada adaletin bile fişini kesmişler, etiketiyle satıyorlar.
Dava açacaksın, değil mi?
Dilekçe hazır, derdin büyük, yüreğin yanıyor. Ama sistem ilk cümlede boğazına yapışıyor:
“Önce harç yatır, dosya masrafı öde, bilirkişi ücreti yatır, yol parası hazırla…”
Hakkını aramadan önce, cebindeki son kuruşu teslim edeceksin.
Sanki sen dava açmakla lüks bir şey istiyorsun!
Hayır, tek istediğin alın terinin karşılığı, gasp edilen emeğin, gecen gündüzün…
Ama sistem sana açıkça söylüyor:
“Paran yoksa adalet de yok.”
Sonra başlıyor yıllarca süren bekleyişler…
Ertesi duruşma üç ay sonra, sonra bir erteleme daha, bir itiraz daha…
İçeride dosyalar tozlanıyor, sen dışarıda tükeniyorsun.
Hayatın askıya alınıyor, umutların rafa kaldırılıyor, yılların gidiyor…
Kazansan bile kaybediyorsun!
Ama birileri hâlâ çıkıp “Adalet herkese eşit” diyebiliyor.
Hayır! Adalet, ödeyebilen için var.
Paran yoksa susturuluyorsun, sesin çıkmıyor, çıkamıyor.
Sen hakkını ararken, sistem cebindeki son umudu bile söküp alıyor.
Ve sonra biz hâlâ susuyoruz…
Sustukça bedel artıyor, sustukça daha çok kaybediyoruz.
Bir ülkede vatandaş kendi hakkını ararken borçlanıyorsa, orada adalet yoktur.
Ve biz, hakkımızı satın almaya zorlandığımız bir ülkede, adalet yalanına inanmayı hâlâ sürdürüyoruz.
Yeter artık!
Bu sessizliği yırtmadan, bu düzeni sorgulamadan, bu bedeli ödemeyi reddetmeden hiçbir şey değişmeyecek.
Çünkü hak, kapıda bekleyen dosya masraflarında değil…
Hak, birlikte ayağa kalktığımız gün gelecek.
Saygılarımla; Gülşah YILMAZ
imparator Gazetesi, Çok okunan Bir Gazete