İLKAY ŞİMŞEK: BU DEHŞET SONA ERMELİ
Anadolu Düşünce ve Strateji Merkezi Temsilcisi, eski il başkanı, siyasetçi İlkay Şimşek, İsrail hükümetinin Filistin halkına karşı tüm dünyanın gözü önünde devam eden ve binlerce sivil insanın ölümüne neden olan siyonist katliama karşı ciddi önlemler alınarak daha sert yaptırımlara başvurulması gerektiğini söyledi.
Anadolu Düşünce ve Strateji Merkezi Temsilcisi, eski il başkanı, siyasetçi İlkay Şimşek İsrail hükümetinin Filistin halkına karşı tüm dünyanın gözü önünde devam eden ve 30 binin üzerinde çoğu kadın ve çocuğun ölümüne, 100 bine yakın insanın da yaralanmasına neden olan siyonist katliama karşı ciddi önlemler alınarak daha sert yaptırımlara başvurulması gerektiğini söyledi. İlkay Şimşek, "İsrail’in hedef gözetmeyen hava bombardımanlarıyla başlayan katliamlarının dozu her geçen gün artmasına karşın, uluslararası camiada etkili bir çözüm üretilmiyor olması bir insanlık dramıdır, bu dram, bu vahşet artık sona erdirilmelidir" dedi. Şimşek konuyla ilgili yaptığı açıklamasında şunları söyledi: "Artık tüm dünya biliyor ki Filistin'de yaşananlar bir soykırımdır, henüz nihaî karar verilmemişse de Uluslararası Adalet Divanı’nın geçici tedbir kararı soykırım riskine dair ciddi deliller olduğu anlamına gelmektedir, bu bağlamda İsrail’in terör devleti olduğunu herkes açıkça ifade etmektedir, bu durum karşısında artık sözlü kınamalar yeterli değildir, uluslararası toplum ve elbette ülkemiz soykırımın önlenmesi için gerekli somut yaptırımları hayata geçirmek zorundadır, eğer uluslararası toplum harekete geçmiyorsa ülke olarak gücümüz dahilinde yaptırımlar uygulamalıyız. Hiristiyanların, hatta Yahudilerin bile büyük bölümünün tepki gösterdiği bu vahşete Arap devletlerinin bu derece sessiz kalması ise ayrı bir şaşkınlık konusudur, buna rağmen 'Onlar bile sessiz kalıyor, bize ne' gibi bir sonuca da varamayız, ülkemizin bu konuda somut bir adım atması Arap devletlerinin de harekete geçmesini sağlayacak kıvılcımı oluşturabilir.
LANETLEMEK YETERLİ DEĞİL
İnsanlar kitlesel olarak öldürülürken izlemenin ya da sadece sert biçimde kınamanın ahlâken savunulamaz bir tutum olduğunu da belirten İlkay Şimşek, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bir halk yok edilirken ne kadar sert olursa olsun sadece sözlü kınama ya da lanetleme ifadeleri yeterli olamaz, başta ülkemiz olmak üzere bütün devletler üzerine düşen ve gücü dahilinde olan yaptırımları uygulama yükümlülüğü altındadır; soykırım suçu işleyen bir ülkeyle diplomatik ilişkileri kesme, uçakların Türkiye hava sahasını kullanmasını yasaklama, ticarî antlaşmaları askıya alma, ticareti sonlandırma gibi yaptırımlar asla yeterli görülemez. Katil İsrail hükümeti yaklaşık 5 ay uluslararası toplumdan ve ülkemizden hiç bir yaptırım görmemenin verdiği cesaretle eylemlerini arttırarak devam ettirmiştir, artık bu duruma bir son verilmeli, kendi insanları tarafından bile eleştirilen soykırımcı İsrail hükümetinin imhası için her yol denenmelidir."
MANİSA GÜNDEMİNİ DE DEĞERLENDİRDİ
Anadolu Düşünce ve Strateji Merkezi Temsilcisi, eski il başkanı, siyasetçi İlkay Şimşek, yerel seçimler sonrasında Manisa il ve ilçelerinde gerçekleşen değişimin belediyecilik hizmetlerine de bir an önce yansıması gerektiğini söyledi. İktidar partisi ve küçük ortağının kaybettiği belediyelerin yarım bıraktığı ve hiç başlamadığı hizmetlerin bir an önce tamamlanması gerektiğinin altını çizen İlkay Şimşek şu değerlendirmede bulundu: "Ülke genelinde olduğu gibi Manisa'da da millete verdikleri vaatleri yerine getirmeyen iktidar mensubu büyükşehir ve ilçe belediye başkanları hak ettikleri sonuçla karşılaştı. Geçmişte iki-üç dönem belediyelerin başında bulunanlar bile 15 yıl önce çizimleri ile sundukları projeleri rafa kaldırıp adeta Lale Devri yaşadılar. Manisa büyükşehir ve ilçe belediyelerinde defterleri açıp 5 yıl içinde gerçekleşip gerçekleşmeyen vaatleri ortaya koyduğumuzda kocaman bir hayal kırıklığı ile karşılaşıyoruz. İnsanları büyük salonlara toplayıp vaatler veren, renkli kağıtlara maket resimler çizip proje diye dağıtan başkanların, makama geldikten sonra anlattıklarının masaldan başka bir şey olmadığını görüyoruz. Bundan sonrasında ise başta imar sorunu olmak üzere tüm kentsel problem ve sıkıntıların ivedilikle çözülmesi gerekiyor. Milletin barınma sorunu çözülmezse, konut fiyatları bu hızla yükselmeye devam ederse, kiralar asgari ücretin üstünde seyredese, gelenin gidenden farkı kalmayacaktır. Ayrıca sabah ve akşam iş giriş-çıkış saatlerinde araç trafiğinin yoğunlaştığı ve sıkışma yaşandığı bölgelerde yapılması vaat edilen alt geçitler, üst geçitler, köprüler kısa sürede tamamlanmalı. Halka açık, kapalı ve modern pazar yerleri, çok katlı otoparklar hizmete başlamalı. Geniş kitlelerin aynı anda kullanabileceği kültür merkezleri, toplantı ve kongre salonları açılmalı. Yaşlılar için huzurevleri, engelliler için sosyal yaşam merkezleri, uyutulmaları istenen can dostlar için bakım ve rehabilitasyon alanları bir an önce faaliyete başlamalı. Milletin verilen sözler yerine gelmediğinde ne tepki vereceği ortadadır, yeni gelen yönetimler de aynı akıbeti yaşamak istemiyorsa hızlı davranmak zorundadır."
