Değişimden herkes korkar. Çünkü bilinmezlik insanı ürkütür. Mevcut düzeni sürdürmek, tanıdık olanın içinde kalmak güvenlidir. Ama değişim her zaman kötü bir şey olmak zorunda mı
Bir restoranı düşünelim. Yıllardır aynı menüyle hizmet veriyor. Başlangıçta herkes bayılarak yediği o yemeklerden zamanla sıkılmaya başlıyor. İlk lokmada duyulan heyecan, zamanla kayboluyor. Çünkü hep aynı tatları deneyimlemek, onları özel olmaktan çıkarıyor. İşte bu yüzden menüler değişir. Yeni lezzetler, yeni heyecanlar getirir. Şef, mutfağında farklı malzemelerle oynar, alışılmış tariflere küçük dokunuşlar yapar, bazen kökten değiştirir. Değişmeyen tek şey, değişimin gerekliliğidir.
İnsan da böyledir. Hayatta hep aynı kalmak, hep aynı cümleleri kurmak, hep aynı şekilde yaşamak… Bir süre sonra anlamını kaybettirir. Çünkü insan, öğrenerek, dönüşerek, tıpkı o restoranın menüsü gibi kendini yenileyerek var olur. Ama ne zaman ki değişmeye karar verir, işte o zaman tepkiler başlar. “Sen eskisi gibi değilsin.”, “Çok değiştin.”, “Sen artık o eski sen değilsin.”
Evet, değiştim. Çünkü aynı kalmak, ruhun bayatlaması demektir. Çünkü hep aynı kişi olmak, zamanla lezzetsizleşmek demektir.
O yüzden bana değiştiğimi söyleyen herkese tek bir cevabım var:
Bana değiştiğimi söyleyen herkes lezzetsizleşti.
Sevgilerle
Gülşah Yılmaz